In life, unlike chess, the game continues after checkmate.

(Hayatta, satrancın aksine, oyun şah-mattan sonra da devam eder.)

29 Nisan 2016 Cuma

Aşık Olacağım Adam'a

     
     Sevgilim aşkın en çok yakıştığı adam

Bu yazıyı okuyorsan bil ki sana körkütük aşık olmuşumdur....Aşkı en çok sana yakıştırmış, kendimi en güzel senin gözlerinde görmüşümdür. biliyor musun çok şanslıyız....

İkimizin de hataları oldu geçmişte belki hatalarla dolu yollardan geçip geldik birbirimize...

Ama ben seni bana getiren hatalara bile minnettarım....Yaptığın her hatada bana bir adım daha yaklaştığın için hatalarını bile sevebilirim...

Herşey güzel olacak demiyorum zor günlerimizde olacak aşkla bakan gözlerin olduktan sonra ben bütün zor günlerinde arkanda değil yanında olacağım...

Belki aç kalacağız birlikte, belki son paramız sadece ekmek almaya yetecek. ama yine de seveceğiz inadına, o ekmeği yerken bile aynı aşkla bakacak gözlerimiz.

Ara sıra şarap içeceğiz mesela..bizi yormaya çalışan yıllara inat....

Ara sıra kavga da edeceğiz ama sonunda barışmak olduğunu bilerek kuracağız cümlelerimizi....ben sana aşık olmuşsam zaten böyle bir adamsın.....En çok bu yüzden seveceğim seni belki de.

Buraya kadar yazdıklarımı okuduysan bundan sonrasını beraber dolduracağız...

26 Nisan 2016 Salı

İçim'de Tutamam Bilirsin


Hiçbir şeyi içimde tutamam biliyosun

Bir yerlerde yazılarım kalsın istiyorum

Mesela  sürekli "keyfin yerinde." diyorlar bana. belli ki yeri değişmiş keyfimin. bu ortalık düzenleme işi hoşuma da gitmiş sanırım, bir köşeye de seni koymuşum.

Mesela bir şeye sinirlenecek olsam "değmez şimdi." diyorum. bu değer işini de ciddiye almışım sanırım, kazancımı sen bellemişim

Bazen çekiniyorum mesela
"çok mu büyük konuşuyorum.?" diye soruyorum kendime... bu sevgi işini büyütmüşüm sanırım

Sonra şiir gibi bir şey oluyor. "gök daha mavi, ağaçlar daha yeşil." oluveriyor. bu yaşama işini de daha ciddiye alıyor gibiyim

Benim gitmem gereken yerler, yapmam gereken işler var bekliyorum.........biliyorum sen de bekliyorsun. canım yanar gibi oluyor. yalnız bu hissi de çok ciddiye alıyor gibiyim. perçinliyor her harfi

Yavaş yavaş çalkantıyı dizginlemeyi öğreniyorum. yavaş yavaş büyümeyi de öğreniyorum gibi

Sevmeyi de öğreniyorum gibi unuttum sandığım her şeyi yeniden keşfediyorum gibi bir şey oluyor.

Baya güzel şeyler oluyor. olsun, olalım...........

22 Nisan 2016 Cuma

Hiçbir Şeyim'e...


Gittin ve bittin...

     Hani her şeyimdin, hani nefes alamam, yarım kalırım diyordum ya ... öyle değilmiş; alışmışım aslında gitmelerine... bakıyorum kendime, üstelik görebiliyorum da kendimi; hem yaşıyorum hem tamım...

    Üzmek istemedin ya beni(!), üzmedin merak etme... zaten etmiyorsundur da... gelmerine de alışmıştım bir zamanlar; ama artık beklemiyorum gelmeni... gelmemene alıştırabilmişim sanırım kendimi...

    Haklıymışsın sanırım 'söylediğin kadar sevmiyorsun' derken bana... öyleymiş... gittiğinden beri çok büyük bir eksiklik hissetmiyorum, sadece alışkanlığın vermiş olduğu garip bir şey... çıkan dişin yerini dille yoklamak gibi bir his yaşadığım... işte bu yüzden üzülmüyorum çünkü o dişin yerine başka bir dişin çıkacağını biliyorum... işte burada anlıyorum hiç ama hiç farkın olmadığını, çürüyen dişin gittiği zaten aşikardı... halbuki hiç çürümemen gerekirdi, senin söylediklerine göre...

     Düşündüğünü ve üzüldüğünü hatta aklına bile geldiğimi hiç sanmıyorum ama yine de iyi dileklerimi ileteyim sana;


Mutlu, mesut(!) bir hayat yaşarsın umarım... çocuk değilim ben bir sürü yapbozum olduğunu biliyorsun parçaları nasıl birleştirebileceğimi de...

Ama bilmiyorsun;

     Değişebildiğimi-değiştiğimi... söylediklerimin doğru olduğunu hem de sonuna kadar...

     Bana söyleyip, inandırdığın her şeyi unuttuğumu daha doğrusu söylediklerinin artık yalan olduğunu düşündüğümü...

    Unuttum çünkü biz hiçbir şey yaşamamışız aslında beyinlerimizin ve bedenlerimizin yanılgısıymış geçirdiğimiz günler... birbirine karışan sadece karbonmonoksitmiş, nefeslerimiz değil...

      Unuttum çünkü dokunduğum tenin değil, sadece etmiş... kokan da teninin kokusu değil sadece parfümmüş... şimdi bakıyorum da et çürümüş parfüm uçup gitmiş...

      Bilmiyorsun kanamadığımı, kabuk o kadar kalın bağlanmış ki ne kadar deşilse de kanamıyor artık gittiğin yer... belki bağışıklık kazanmasından yaramın belki de iç kanama geçirmesinden... içime bakıyorum; orada da kaçak yok... ciddi ciddi bitmişsin sen...

Ve yine bilmiyorsun;

   Hiçbir şey kalmamış sana dair ve sen sadece, yüzü aşina olan birisinden başka bir şey değilsin artık....benim hiçbir şeyim olmuşsun...

10 Nisan 2016 Pazar

Senden Sonra......


        Senden sonra kendime çok kızdım, hep kendimi sucladim....,Sonra kızgınlığımi sana yönelttim.... 

Sucladim seni, nefret ettim senden, her yazida, her şiirde, romanda, düşüncede seni aradım ve sonralari  ""yokluğuna""  kızdığımi anladim.....

Şimdi nasilim bilmiyorum,,,,eksik ama umursamaz gibi.....ara ara hissediyorum hayati,,, geri kalan zamanlarda sadece yaşıyorum hissiz, tepkisiz.....

Hissettiğim zamanlar canim aciyor...

Döşüme bir öküz oturuyor boğazım düğümleniyor ve bir kez daha anlıyorum yalnızlığın sadece allah'a mahsus olmadığını, güzel baslayan her seyin biteceğini......


Sebebi benim, ya da doğa ya da başkaları ne fark eder ki, eksilecegiz ve sonunda tukenecegiz

Yaz derdim sana hep. yaz, kendin icin yaz, benim icin yaz, delirmemek için- insan kalabilmek için yaz. ben de yaziyorum bak, insan kalabilmek icin, delirmemek icin, tukenmemek için yaziyorum ve hayata "benden buraya kadar" diyene kadar yazacağım, ama sen de yaz, benim icin, senin için bizim için yaz delirmemek icin yaz............

5 Nisan 2016 Salı

Bir Yalancıyı ''nasıl" tanırsınız..?


Ademoğlu, yalan söyler. karşısındaki kendine güvenen, inanan, beraber uyuduğu biriyse daha rahat yalan söyler. mesela "deprem olsa, ben ilk sana koşarım" der, inanırsınız. ama deprem olmaz... ya da "hastalıkta, sağlıkta, ölüm bizi ayırıncaya dek yanındayım" der, inanırsınız. ama sonra bir bakarsınız, kimsecikler yok.

     Pekiii  yalancı birini nasıl tanırsınız....? 



      Tanıyamazsınız...!

Bir gün canınız yanar, inandığınız dünya yıkılır ve siz, toz dumandan başınızı kaldırıp her şeyi daha net görmeye başlarsınız...

O toz duman ve hesaplaşma hali yerini sakinliğe bıraktıktan sonra yalanlar bir bir çıkar ortaya...kendinize, bilginize, zekanıza inanamazsınız.

"Ulan ben bu tongaya düşecek insan mıydım.?" ile başlayıp, "yazıklar olsun" ile devam edip, "neyse ya, olan oldu, hayat devam ediyor" ile bitirirsiniz.

Aşk eğer gerçekse, sizi sarıp sarmalıyor, kollarında dans ediyorsunuz......Eğer aşk sandığınız şeyde yalanlar, gizler, ertelemeler, griler ve endişeler varsa, sonunda mutlaka kocaman ama kocaman bir hayal kırıklığı sizi bekliyor..

Size "ben yandım, siz yanmayın" diyecek halim yok.  kocaman insanlarsınız,  ne yaparsanız yapın ama ben kendimi bir daha yalana teslim etmem.  bu da bana ders olsun.

1 Nisan 2016 Cuma

Uzatmaları da Oynadığımıza Göre Bitsin Artık Bu Maç Bi Sakatlık çıkmadan



Karşı taraftan duyduğunda bahane olduğunu bilirsin ya iste o çok yakar insanın canını....

Asıl amacını çarpıtarak anlatmıştır sana. Birlikte olunmayacak bir insan olduğunuda göstermiştir böylece...

Arada gerçek anlamda bir sevgi olmadığının da göstergesidir ayrıca.... 

Araya yollar, kişiler, zaman ((yada adı her neyse)) girdiğinde vazgeçiliyorsa gerçekten sevilmemiştir "Zorunlu Ayrılık" sadece sebebi ölüm olan ayrılık tanımını karşılar bende......

Ve ''Sana'' gelince......"Beni" üzmeyi tercih etmezdin biliyorum....!  iyi niyetinden zerre şüphe etmedim şüphem başkaydı............

Herkesin yarası var herkesin travması var bir yerinde sakladığı bunları geç, risk almayı düşünmekten yaşamıyorsun bile...düşünüyorum da çok sıkıcı yahu

İnsanın kendisinin tam zıttı olan biriyle...neyse umarım sen de senin gibi fena halde güvenli tarafta kalmakla yaşamaktan zevk alan biriyle mutlu olursun

Seni eleştirdiğimi düşünme lütfen ben kendi hatamı görüyorum yazdıkça

Daha benim için gidecek çok yol tanışacağım çok insan "hadi kalk gidelim" diye uyanacağım pek çok gün mücadele içine gireceğim bir kariyer kahkahadan patlayacağım pek çok gün-gece ve de üzüntümden eskiyeceğim çok an var....senden farkım dolu dolu yasayacağım

Bu hayatta sen olamazdın....iyiki de olmamayı tercih ettin

Hayat devam ediyor. yaşamak lazım diye söyleniyorum kendi kendime.