Freud göre, travmatik nevroz, kişinin yaşadığı olayın etkisiyle çocukluk döneminde çözümlenmemiş ruhsal karmaşaların yeniden alevlenmesinden kaynaklanıyor. bu nedenle, çocukluğun erken dönemlerini sağlıklı bir şekilde aşabilmiş kişiler söz konusu rahatsızlığa daha az yatkınlık gösteriyorlar.
İçinde çeşitli önyargılar bulunan ve yeri geldiğinde onları yüze vuran olumlu ve ya olumsuz 'siz giderken biz geliyorduk' görüşüne sahip annelerdir.. .bazı konularda haklılığı söz konusudur. genellikle sevimli olurlar 'benim evladımın sevdiğini ben de severim' diyenleri gruplara ayırabileceğimiz gibi 'benim evladımın sevdiğini ben sevmek zorunda değilim' diyen öcü olarak gruplandıracağımız annelerdir. Kayınvalide’ler
İçinde çeşitli önyargılar bulunan ve yeri geldiğinde onları yüze vuran olumlu ve ya olumsuz 'siz giderken biz geliyorduk' görüşüne sahip annelerdir.. .bazı konularda haklılığı söz konusudur. genellikle sevimli olurlar 'benim evladımın sevdiğini ben de severim' diyenleri gruplara ayırabileceğimiz gibi 'benim evladımın sevdiğini ben sevmek zorunda değilim' diyen öcü olarak gruplandıracağımız annelerdir. Kayınvalide’ler
Bir kadın oğlu için kimseyi layık görmez ve
özellikle oğlu kendisinin bulmadığı birini tercih etmişse kaynana kaynanalık
damarını iyice kabartır. kendi bulduğu
için bile "eh işte" diyecek bir insandır
kaynana bu nedenle gelinler her halükarda çekerler.
Şöylekiii
Bi kadın düşünün evleniyor kocasından beklentisi birlikte gezmelere gitmek eğlenmek kocasının ona hediyeler alması minvalinde..... Ama koca, birinci ayın sonunda her akşam kahveye takılmaya başlıyor. kadının hayalleri yıkılıyor ama neticede back-up plan erkek evlat sahibi olmak.
Oğlan doğup da "agu" demeye başlar başlamaz, anne çocuğu işlemeye başlıyor. "oğlum büyüyecek, beni gezmelere götürek. annesine ciciler alacak. yavruum kurban olurum" diye. aslında kocasından bekleyip de göremediği şeyleri, oğluna yansıtıyor.
Sonra oğlan büyüyüp de, elin kızını koluna takıp gezmeye, ona hediyeler filan almaya başlayınca anne sinir küpü oluyor. ne de olsa, kendi oğlunu, kendisini gezdirsin, yaşatsın diye bunca sene besledi değil mi....? öyle olunca da, biricik oğlunu ayartan (!), onun parasını yiyen (!), yelloz'a (!) düşman oluyor haliyle.
Peki biricik oğul ne yapıyor...? eğer biraz normal, gözü açık, keskin zekalı ise, annesinin bu davranışlarının abartılı olduğunu biliyor ve ilişkiyi dengede tutuyor. yok eğer "benim anam, gadın anam, yemedi yedirdi, giymedi giydirdi" gözüyle bakıyorsa, o zaman siz her zaman "annemden kıymetli misin" pozisyonunda olmaya, "el kızı" muamelesi görmeye mahkum oluyorsunuz.
"Bak canım, ben oğlumu çok
seviyorum o benim ilk göz ağrım ama seni de sevdim. bu işin bitmesini de
istemem hiç. amaaaaaaaaaaa.....!!! benim oğlumdan iyisini bulamazsın onu
da bil, ona göre gel konuşalım" diyerek ayrılık aşamasında bana ayar mı
verdi öğüt mü verdi anlayamadığım müstakbel ailemin müstakbel ferdiydi.
"di" dedim farkedildi sanırım. :)
Bu yüzden, eğer birlikte olduğunuz adamın annesi babası birbirini sevmiyorsa ve sevgiliniz de annesine düşkünse, koşarak uzaklaşın. arkanıza bakmayın.
Şimdi bu genç kaynanalar, 45-55 yaş aralığında anlamsız bir rekabete girer,
oğluyla kanka olmaya çalışır, gelinle yarışır... düşünsenize gelin kaynana aynı
saç modeli, çizme için dar pantolon yan yanalar... kaynana dediğiniz, elde
danteli, göz de yakın gözlükleri ile veletlerinize bakar... budur...
Yaşadığınız ülkeye göre de değişir, fazla değişmez ama kim bilir belki de değişebilir.
Bu konuda benim hatalarım olamaz mı, olabilir. ben çok mu normalim, hayır, hiç değilim. fakat bunların üsttekileri yazmama engel olmadığı bilinen bir gerçektir.
Bu konuda benim hatalarım olamaz mı, olabilir. ben çok mu normalim, hayır, hiç değilim. fakat bunların üsttekileri yazmama engel olmadığı bilinen bir gerçektir.
not:... Cümle sonunda bunu hep kullanmak istemiştim :)